yönetmenin acıları
beyin sancısı,
varoluşun anlamını idrak etme sancısı ...
……
sinemayı "tüketilecek bir mal" olarak değil, "kendine ve çevresine hayatın ve insanlığın amacını açıklayacak" bir sanat olarak gören bir film yönetmeninin "açıları" kadar; "acıları" da önemlidir...
bir filmi film yapan, acılardır.
acılarıyla vardır o yönetmen, dert edindikleriyle, söyleyecek sözleriyle, yaralı yüreğiyle, çilesiyle...
acılarına, açıları kadar özen göstermezse; bir gün "acısız", "hedefsiz" ve "meselesiz" kalabilir. bu da; yönetmenin "varoluş nedeninin" ortadan kalkması demektir...
bir filmin gerçekten var olma nedenidir bir yönetmenin acıları.
acı çekmiyorsa, meselesine odaklanmıyorsa bir yönetmen ve bunu seyirciye “anlatma” gereği duymuyorsa,
zaten olmaz olsun o film!
..
©ismail canbulat
Etiketler: sinema
3 Yorum:
Ben de bu güzel yoruma “bakış acısı” diyeyim mi?
Ben de bu yorumuna "İnanılmaz bakış açısı" derim o zaman...
"Bakış acısı" harika bir buluş! Çook açık ve ihtimalli bir ifade..
Teşekkürler abicim.
not:(- "tüketilecek bir mal" olarak değil, "kendine ve çevresine hayatın ve insanlığın amacını açıklayacak" bir sanat- ifadesi Tarkovski'ye,
açı/acı yaklaşımı ise bu satırların yazarına aittir...)
Bu "acı" yazısına gelen sözlü tepkiler de var..
Ve bazı arkadaşlarım beni, bu yönetmenlik meselesini çok ulvi bir mesele gibi algılamak ve süslü püslü-caf caf'lı sözlerle anlatmakla suçladılar/alayladılar..
"varoluşun anlamını idrak etme sancısı" felan gibi ifadelere takılmışlar..
Birisi dedi ki: "ismail canbulat, nerede yaşıyor o yönetmenler, sinemamıza bakıyoruz, tv'ye bakıyoruz, bunlardan göremiyoruz, kamera asistanları 2 sene içinde yönetmen olduruveriliyorlar, nerde acı?"
Ben de onlara: "dar bakmışsınız" dedim.. Bi daha baktılar.
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa